Sakarya Gazetesi Köşe Yazıları

HOCAM TURHAN BARAZ

Turhan Baraz

Turhan Baraz

Ya altmışlı yılların sonu yada yetmişli yılların hemen başıydı. Atatürk Lisesinde Fen Bölümü öğrencisiydik ve dolayısı ile de edebiyatla pek işimiz olmaz diye düşünürdük. İlk Edebiyat dersimizde gençten bir hoca sınıfa girdi ve tahtaya kocaman “inkilap” yazdı ve ne demek olduğunu sordu. Hepimiz önce komik bulduk soruyu, ne olacaktı ki, hoca alt tarafı “Atatürk inkılaplarından” bahsediyordu işte, bunu bilmeyecek ne vardı?.. Ancak hoca, arkadaşlar böyle (k) harfinden sonraki harfi tahtadaki gibi (i) ile yazarsanız sizin anladığınız anlamdan çıkar “köpekleşme” anlamına gelir dedi. Şaşkınlığımız yerini yeni bir şey öğrenmenin keyfine dönüştüğü anda, böyle yanlışlara düşmek yerine bunun yerine biz  “devrim” sözcüğünü kullansak daha iyi değil mi, diye ekledi. İşte Edebiyat sevgim böyle çok genç yaşta yitirdiğimiz hocam Turhan Baraz ile başladı. Daha sonra Anadolu Üniversitesinde öğretim üyeliği de yapmış olan Turhan Baraz, yolu Atatürk Lisesinden geçmiş en yararlı hocalardan, en büyük eğitimcilerden biriydi. Konuşmaya başladığı zaman kullandığı “Öz Türkçe” sözcükleri o kadar güzel sıralar, o kadar yakıştırırdı ki diline, büyülenmiş gibi sadece onu izler başka hiç bir şeyle meşgul olamaz, hem öğrenir hem de görkemli bir şiiri dinler gibi kendinizden geçerdiniz… Nereden aklıma geldi kırk beş yıl önceki hocam, hüzünlendim ben yine… Yazarların yazmaktan sizlerin okumaktan bıktığı şu son “Milli ve Dini Eğitim Şurası” yüzünden. Eğitim programından çıkarılması önerilen derslere bakar mısınız? İnsan Hakları Dersleri, Demokrasi Dersleri, Felsefe, Turizm okullarındaki içki yapım ve sunum dersleri… Fen Bilimleri Derslerinin de “Bilim” sözcüğünden korktukları için “Fen Bilgisi” olarak değiştirilmesini de öneriyorlar. Bunların yerine de Liselere zorunlu “Osmanlıca” dersi konulması ve “Zorunlu Din Dersinin” ilk okul birinci sınıflara indirgenmesi teklif edilmiş. Evrensel bilimsel kriterler Dil Bilgisini, yani ana dilindeki okuduğunu anlama ve anlatma becerisini, Matematik ve Fen Bilimlerini çağdaş eğitimin en önemli üç unsuru saymakta. Bu üç ana eğitim dalı Türkiye’de yerlerde sürünürken, “Dini Eğitim Şurasında” bunlardan hiç söz edilmemiş. Hani insan en azından göz boyamak amacı ile de olsa, işte “bu derslere de gereken önem verilemelidir” gibilerinden bir söz sarf ederde gerçekten “eğitimi” düşündüğünü hiç olmazsa ifade etmiş olur. Hayır! Tüm bunlar özellikle düşünülmüş, kuyumcu titizliği ile işlenmiş ve “Cumhuriyet” ile olan hesaplaşmanın hangi boyuta geldiği pervazsızca gözler önüne serilmek istenmiştir. Benim sevgili hocam Turhan Baraz mükemmel bir öğretmen olmasına karşın biraz sert bir adamdı, çağdaşlıktan asla ödün vermez ama bunların alayına “sıfır” verirdi, hayatta oralara gelemezlerdi.  Hocamın yokluğundan yararlandılar!.. Günün sözü: İleriyi, geriye dönük kurmaya çalışanlar başarılı olamazlar…  

Standart

Yorum bırakın