Sakarya Gazetesi Köşe Yazıları

FUTBOL ASLA SADECE FUTBOL DEĞİLDİR

Ne kadar direnirsek direnelim, “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” başlığı altında bir yazı yazmak artık kaçınılmaz oldu. Simon Kuper’in tüm dünyada en çok okunan futbol kitaplarından birinin adı bu. Kitap alt başlıkta; “Dünyanın en popüler sporu devrimleri nasıl başlatıp körüklüyor ve diktatörleri nasıl iktidarda tutuyor” söylemini irdeler. Peki futbol asla sadece futbol değil de nedir? Ekonomi, Siyaset, İdeoloji, Felsefe/Etik, Değerler silsilesi ve Sosyoloji benim toplayabildiklerim. Tümü bugünkü futbol endüstrisi altına konuşlanmış durumdalar. Cuma gecesi Suudi Arabistan’ın laiklik ve Cumhuriyet alerjisi, kralın sarayını koruyabilme adına çizdiği kalın kırmızı çizgi Atatürk değerleri ile çarpıştı. Oysaki her iki kulübün divan kurulu da “orada oynamayın” kararına varmıştı. İki kulüp başkanı da aslında Türkiye’de onları bekleyen kitlenin gazabından korktukları için sahaya çıkamadılar. Bilgelik orada bu durumla karşılaşılabileceğini öngörmekten ve oraya gitmemekten geçer. TFF başkanını hiç saymıyorum bile, o bir emir kuludur ki istifa etmeye bile yetkisi yoktur. İçlerinde en masum, en etkisiz ve yetkisiz olanı odur. Suudileri kullanma kılavuzunda Atatürk’e ve devrimlerine karşı besledikleri nefret bütün uluslar tarafından bilinmektedir. Nitekim bu durumu ve kazananın Atatürk olduğunu bizzat yabancı basın ve yetkililerden öğrenmiş bulunuyoruz. Çünkü biz ki; maç yayını süresince, maçı yayınlamakla görevli yandaş medya kanalının perişan ve çaresiz halini, kimimiz içi burkularak, kimimiz kahkahalar atarak izlemiş bir milletin evlatlarıyız…

Elbette gösterilen tepki unutulan değerleri anımsama, Cumhuriyet devrimlerini sahiplenme ve bir araya gelebilme açısından son derece değerli ve önemlidir. Ancak benim asıl anlamadığım ise şudur; yıllardır Atatürk devrimlerine karşı çeşitli “karşıdevrim” ataklarına maruz kalan bu aziz ve necip millet, hukuksuzluğa, gericiliğe, laikliğin ayaklar altına alınmasına, kadın haklarına, gençliğe yapılan eziyet ve katliamlara duyarsız kalıp içimizdeki mebzul miktardaki Suudlara karşı “Gezi” hariç hangi direnişi göstermiştir ki, şimdi uygarlık zavallısı bu Suudi Krallığına karşı böylesi görkemli bir gösteri içindeler? Her iki büyük kulübümüzü “gelin bizim stadımızda oynayın” diye çağırarak şov yapan bütün kulüp başkanları siyaseten iktidarın emri altındadır. Anadolu’da hiçbir kulüp yoktur ki üzerinde iktidar partilerinin gölgesi olmasın. Siyaset ülkemizde futbolla iç içedir. Siyasi iktidardan güdümündeki TFF gibi kurumlara, yandaş medyadan kulüp başkanlarına ve dahi takımlarını karşılamaya havalimanına koşturup giden halkımızın bir kısmını da ilgilendiren bu iki yüzlülük ile ilgili sorunsala Amerikalı şair ve yazar Charles Bukowski’nin gözünden bakmak farz oldu. Çünkü durup dururken her nedense onun bir deyişi düşüyor aklıma: “Ben orospu ve çingeneleri severim. Biri namuslu numarası yapmaz, diğeri milliyetçi ayağına yatmaz…

Standart

Yorum bırakın